Kuzey İtalya’da, Alplerin eteğine kurulan Bergamo, Milano’nun hemen yanı başında, surlarla çevrili küçük bir cennet. Üstelik İtalya’da bisikletli bir tatil planı için ondan daha iyisi de yok! Gezilecek yerler bakımından diğer İtalyan şehirlerinden daha az ünlü olsa da, özellikle son yıllarda İtalya’da kaliteli vakit geçirmek isteyen turistilerin uğrak yeri olmuş durumda.
Sosyal hakları daha iyi olduğu için seçtiğimiz yeni işyerimiz, yabancı bir dil öğrenmeye çabalarken yaptığımız türlü fedakârlıklar ve bizi etkileyen şehirler… Bazen bile isteye bazen de farkında bile olmadan yaptığımız tercihler, yaşam çizgimizde birer kilometre taşı olarak yerini alıp bizi bambaşka noktalara sürükleyebiliyor. Tıpkı bir anda kendimi bulduğum Bergamo’daki yaşantım gibi.
Milano’nun yanında pek de esamesi okunmayan bu şehre cebimde turist vizesi, elimde bavul ve yanımda bisikletimle geldiğimde iki hedefim vardı: Biri kitabıma son noktayı koymak, diğeri de İtalyan bisiklet markalarının birinde iş bulmak.
Artık Bergamo’daki üçüncü yılımı doldurmak üzereyim. İkinci kitabımı da burada yazdım ve bir bisiklet şirketinde severek çalışıyorum. Sanırım geçen onca zamanın ve edinilen tecrübenin ardından kendimi artık buranın yerlisi sayabilirim. Eh, havalar da ısınıyor… Aklında bu küçük İtalyan şehrine uçmak olanlara birkaç tavsiyede bulunmanın belki de tam vakti.
Bergamo, Ön Alpler olarak nitelenen dağların eteğinde, kuzeyi bir dizi orman ve irili ufaklı tepeyle çevrili, yukarıdaki tarihi kent Città Alta ve güneydeki, şehrin yeni kısmı Città Bassa’dan oluşan şirin bir Lombardiya şehri. Orta Çağ ve Rönesans yapıları, etkileyici barok mimari, dar sokaklar, bakımlı, yüksek pencereli apartmanlar ve renkli balkonlar… Beni buraya getiren ise şehirde özellikle sportif anlamda varlığını çokça hissettiren bisiklet kültürü. Ancak yine de kısaca biraz şehirden de bahsetmeliyim.
Fünikülerle ulaşılabilen, kuzeydeki tarihi kent, Venedik Cumhuriyeti zamanından kalma, 6 yüzyıllık uzun Venedik Surları’yla çevrili. İki yıl önce UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan surlar, bölgenin Orta Çağ havasını perçinliyor. Şehrin ünlü meydanı Piazza Vecchia, Colleoni Şapeli, Ragione Sarayı, Santa Maria Maggiore Bazilikası ve Sant’Allesandro Katedrali başta olmak üzere tarihi yapılarla çevrili. Bölge, aynı zamanda ünlü İtalyan opera bestecisi Gaetano Donizetti’nin memleketi olarak da ünlenmiş.
Şehrin yeni kısmı olan Città Bassa ise daha modern ancak yine de sakin bir yaşantıya sahip. Burada da tıpkı şehrin tarihi kısmında olduğu gibi etkileyici tarihi yapıların gölgesinde yürüyebiliyorsunuz. Ya da benim yaptığım gibi şehrin her köşesinde bisikletle yol alabiliyorsunuz.
İtalyanlar ve Bisiklet
İtalya’yı baştan başa dolaşan üç haftalık Giro d’Italia yarışından dünyaca ünlü bisiklet markalarına ve tarih boyunca başarılarından söz ettiren bisiklet sporcularından efsanevi dağ geçitlerine doğru kıvrılan tırmanış rotalarına…
İtalya, tarih boyunca bisikletin çokça kullanıldığı ülkeler arasında yer almış. Böyle olunca da değerlerine sahip çıkmada başarılı olan İtalyan halkı için bisiklet, başlı başına bir kültüre dönüşmüş. Bunu girdiğiniz bir barda duvarda çerçeveli duran bisiklet formasından da, bir restoranının girişinde bulunan bisiklet park yerinden de, bisikletli birinin yanından geçerken yavaşlayan ve onunla arasına mesafe koyan sürücüden de anlayabiliyorsunuz.
Coğrafyası gereği bisiklet sporu (İtalyanlar için bisiklet, tırmanış demek) için oldukça elverişli bir şehir olan Bergamo, kayak veya doğa yürüyüşü sevenler için de son derece doğru bir adres. Şehre sadece birkaç kilometre uzaklıktaki Foppolo, Schilpario ve Presolana’da farklı seviyelerde kayak yapmak mümkün. Yürüyüş tutkunları içinse Monte Misma ve Canto Alto yine şehre yakın ve manzarasıyla büyüleyen yerlerin başında geliyor. Eğer araba kiraladıysanız ve günübirlik bir yerler arıyorsanız, Bergamo’ya üç saatlik uzaklıkta bulunan Bormio, kayak, yürüyüş ve bisiklet tutkunları için biçilmiş kaftan. Bu noktalara Milano’dan gitmek hem daha uzun sürüyor hem de Milano, konaklama ücretleri açısından daha yüksek fiyatlara sahip. Bergamo’dan uzaklaşmadan doğa yürüyüşü yapmak istediğinizde ise Città Alta’yı çevreleyen ormandaki koşu parkurunu rahatlıkla tavsiye edebilirim.
Bergamo’da Bahar
Bergamo’da yaşayanlar için havalar ısınmaya başladığında Lecco, Como, Iseo, Endine ve Garda gölleri, hafta sonu kaçamaklarının ilk adresi oluyor. Özellikle Como’yu çevreleyen Bellagio, Menaggio ve Varenna gibi ufak kasabalar, seyir zevki bakımından Como şehrinden bir adım önde. Bergamo’dan bir saatlik tren yolculuğuyla ulaşabileceğiniz Varenna’da gezdikten sonra vapurla Bellagio ve Menaggio’ya da geçmek mümkün. Eğer vaktiniz kalırsa Como’ya geçer, Bergamo’ya yine aynı şekilde trenle dönebilirsiniz. Sizi Como Gölü’nün eşsiz doğasıyla baş başa bırakacak bu tur, bir tam gününüzü alabilir.
Bergamo’nun yerel lezzetleri olan Casoncelli, Polenta Taragna ve Taleggio peyniri tadabileceğiniz lezzetler arasında. Messina kasabasından göç eden bir ailenin üç kuşak boyunca yönettiği, ne sipariş ederseniz edin standartların her zaman yüksek olduğu, Da Mimmo isimli restoran ise sizi de kendisine hayran bırakabilir.
Milano’ya sadece 45 dakika uzaklıktaki bu güzel şehri kendinize üs seçip ona göre bir seyahat planı oluşturabilirsiniz. Böylece hem yüksek fiyatlardan hem de büyük şehirlerin koşturmacasından uzak durabilir ve doğaya yakın olabilirsiniz.
Bergamo, gece hayatına meraklı değilseniz, size bir şehirden beklediğiniz hemen her şeyi sunuyor. Göreceğiniz yeni yerler ve insanlar ise zihninizde bambaşka pencereler açabiliyor. Öyle ya, “Tüm muhteşem öyküler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.”
***
Bu yazı ilk olarak Pegasus Magazine Nisan 2019 sayısında yer almıştır.