Daha önce sadece doktorlar hedef alınmıştı. Şimdi ise çember biraz daha genişledi ve Türkiye’den ayrılan hemen herkesi ilgilendiren sözler söylendi. Ülkeden göç edenlerin bunu sadece maddi sebepler gözeterek yaptığını düşünmeyen herkes gibi, ben de birazdan aşağıda paylaşacağım cümleleri anlamsız bulmuş ve hakkında bir şeyler yazmak istemiştim. Ancak buna hiç gerek kalmadı. Sevgili Mirgün Cabas sayesinde yazmak istediklerimi Gain Medya haber bülteninde aktarma şansı buldum.
Türkiye’den gitmek isteyenlerin ve gidenlerin en öncelikli gündem maddesi, huzurlu bir yaşam kurabilmek. Gelişmiş ülkelerde bu yaşamı kurabildikten sonra gerisi zaten geliyor. Ancak kişi, kendinden biliyor işi işte… Zenginliğe ve kültürel bir temele oturmayan gösterişe gereğinden fazla önem verenlerin başkalarını da aynı düzlemde değerlendirmeye çalışması; onların, yönettikleri toplumdan ne denli kopuk olduklarının basit bir göstergesi esasında. Mirgün Cabas ile olan yayında, Türkiye’den neden ayrıldığımı, ne aradığımı ve ne bulduğumu özetlemeye çalıştım. İzlemek isteyenler için sohbeti bu yazının sonuna iliştirdim. Şimdi tüm bu cümleleri yazmama sebep olan açıklamaları paylaşayım.
Süfli Hevesler
“Sosyal medya mecralarında gelişmiş ülke güzellemeleri yapıldığını, buralara gidilmesi gerektiğinin aşılanmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunlara cevabı önce ülkemizin yakın dönemde yetiştirdiği Cemil Meriç’in diliyle verelim; ‘Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmaz kılanlardır.’ Türkiye’yi böyle göstermeye çalışanlar ülkenin bu hale gelmesi için her türlü sinsiliği yapanlardır. Özellikle sırf daha iyi arabaya binmek, daha fazla konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle başka ülkelerin kapısına varanlara acıyarak bakıyoruz. Bugün böyle bir hevesle yola çıkanların yarın merhamet ve şevkat ihtiyacı duyduklarında sığınacakları bir aile, bir sosyal bünye, bir devlet mekanizması bulamayınca yaşayacakları pişmanlığı tahmin edebiliyoruz.”
Mirgün Cabas bana ilk sorusunu yönelttiğinde zihnimde yüz farklı yanıt vardı. Hepsine vakit yetmeyeceği için elbette ki kısa bir özet geçmek istedim. Ancak yayında atladığım bir noktadan burada kısaca bahsetmek istiyorum. Ülkeden ayrılan herkesin maneviyattan ziyade maddiyata önem veriyormuş gibi gözükmesinin, sık sık paylaşılan market fişleriyle ve ‘sadece birkaç ay çalıştım, bu arabayı aldım’ minvalindeki paylaşımlarla direkt olarak ilintili olduğunu düşünüyorum. Sosyal medya platformlarında çok kısa sürede popüler hale gelen bu paylaşımlar, giden herkesin önceliğinin böyle şeyler olduğu algısını yaratıyor. Bu konuya biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Yurt dışında yaşıyor olmanın avantajlarını anlatırken mümkün mertebe elle tutulamayan, gözle görülemeyen ancak hem zihne hem de ruha iyi gelen detaylardan da bahsedebilmek önemli.
Açıklamalarda göz ardı edilen bir başka konu da gidenlerin, gittiği yerlerde edindiği vizyonla ülkesine döndüğünde toplumuna ve ekonomisine katabilecekleri. Yani bugünün kayıpları gibi görünen gençler, yarının kazançları olabilir.
Yayında dürüst ve samimi cevaplar vermeye özen gösterdim. Umarım izlerken keyif alırsınız.