16 Ekim 2016 tarihinde İtalya’da aldığım ilk oturma izniyle başlayan Avrupa Birliği serüvenim, 19 Ekim 2021’deki başvurum sonrası 13 Haziran 2022 tarihinde elime geçen süresiz oturum kartıyla birlikte yeni bir boyut kazandı. Bu yüzden, Twitter’da yaptığım paylaşımın ardından gelen sorular ekseninde; Avrupa Birliği’nde süresiz oturma izni almaya dair kısa bir bilgilendirme yazısı hazırlamak istedim. Ancak süresiz oturma izni süreçleri AB ülkeleri arasında farklılık gösterdiği için yazacaklarımın yalnızca İtalya’daki sürece dair olduğunu bilmenizde yarar var.
Süresiz Oturma İzni Koşulları
İtalya’da süresiz oturma izni almak için yerine getirmeniz gereken temel koşullar şunlar:
- İlk oturum kartınızdan itibaren beş yıl süreyle kesintisiz olarak İtalya’da yaşamış olmak ve ikametgâh belgesi sunmak.
- Halihazırda çalışıyor olmak ve bunu iş sözleşmesi ile kanıtlamak.
- Yıllık en az 6.079,45 EUR net gelire sahip olmak. Evliyseniz, bu tutar 12.158,90 EUR olarak belirlenmiş.
- En az A2 seviyesinde İtalyanca bildiğinizi belgeleyebilmek.
Şimdi sırasıyla her maddeye dair birkaç detay paylaşmak istiyorum. Öncelikle; İtalya’da beş yıl süreyle yaşamış olma koşulu ne yazık ki öğrencileri kapsamıyor. Yani İtalya’da beş yıl boyunca öğrenim görmüş olsanız dahi, bu size süresiz oturum iznine başvurma hakkı vermiyor. Burada aranan esas nitelik İtalya’da vergi mükellefi konumunda olmanız ve düzenli gelir beyan etmeniz. Söz konusu beş yıl kuralı ise tüm çalışanları kapsıyor. Yani AB Mavi Kart sahibi olmanız, Almanya’daki sistemin aksine süreci maalesef kısaltmıyor. Dolayısıyla Almanya, bürokratik anlamda nitelikli göçmen dostu ülke olma hususunda İtalya’nın bir adım önünde yer alıyor diyebilirim.
İtalya’da bir şirkette çalışıyorsanız veya benim gibi şahıs şirketi kurmuş ve bunun üzerinden gelir elde ediyorsanız, istenen belgeleri sunmanız yeterli. Bu belgeleri linkten indirebilir ve şöyle bir inceleyebilirsiniz. Bu konulara dair yaşadığınız şehirdeki CGIL ofisinden daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Oturum kartı başvurunuzu hazırlayan CGIL, aynı zamanda şahıs şirketi kurmanıza da yardımcı oluyor ve hatta size -yıllık belli bir tutar karşılığında- muhasebe hizmeti bile sunuyor. Örneğin, İtalya’daki ilk iki yılım için nitelikli göçmenlere verilen AB Mavi Kart (permesso di soggiorno carta blu) ile oturum izni almışken; bir şirkette çalışmak yerine freelance olmaya karar verdikten sonra kurduğum şahıs şirketiyle başka bir oturum kartı tipine (permesso di soggiorno lavoro autonomo) geçmiş ve tüm başvuru süreçlerini CGIL ile yönetmiştim.
Benim İtalya’daki ilk çalışma ve oturma iznim AB Mavi Kart uygulaması ile gerçekleşti. Dolayısıyla İtalya’da direkt olarak sürecin en başında şahıs şirketiyle oturum kartı alınıp alınmadığını bilmiyorum. Bu konuda Türkiye’deki konsolosluktan detaylı bilgi almayı deneyebilirsiniz.
En az A2 seviyesinde İtalyanca bildiğinizi kanıtlamak için gittiğiniz okuldan alacağınız bir belge yeterli olacaktır. Ben bu belgeyi Bergamo’daki üniversitenin dil kursları sayesinde almıştım. Derslere katılır ve kur sonundaki sınavda başarılı olursanız, söz konusu belgeyi sizin için hemen hazırlıyorlar. Zaten İtalyanca biliyor ve sadece bunu belgeleme noktasında sorun yaşıyorsanız, kayıtlı olduğunuz şehirde periyodik olarak yapılan sınavlardan birine katılabilirsiniz. Bu konuda da yine CGIL ofisleri sizi doğru kaynaklara yönlendirecektir.
Süresiz Oturma İzninin Avantajları
Süresiz oturma iznine dair bilmeniz gereken ilk detay, her ne kadar kart üzerinde bir geçerlilik tarihi yazsa ve kartın tam tercümesi “uzun süreli oturum izni” olsa da belirli bir izin süresinin olmadığıdır. Tıpkı ehliyet (patente di guida) veya kimlik kartı (carta d’identità) gibi, vakti geldiğinde basit bir süreçle oturum kartınızı yenilemeniz yeterli. Yani tüm o evrak işleriyle sil baştan uğraşmanız gerekmiyor.
İtalya’da süresiz oturma izni (permesso di soggiorno lungo periodo ue) aldıktan sonra artık sadece İtalya’da değil, Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerinde de yaşama ve çalışma anlamında epey avantajlı bir konuma geliyorsunuz. Kartın sonundaki UE, Unione Europea yani Avrupa Birliği anlamına geliyor. İşin en güzel yanı ise bir başka AB ülkesinde çalışmaya başlasanız dahi İtalya’dan aldığınız süresiz oturum kartının daima sizde kalacak olması. Yani oturum kartınız gittiğiniz yeni ülkenin geçici oturum kartıyla değiştirilmiyor.
Basit bir örnekle açıklama gerekirse; Almanya’dan iş teklifi aldığınızı varsayalım. İtalya’dan aldığınız mevcut süresiz oturum kartınız önemli bir referans noktası olduğundan, Almanya’nın kendi rutin çalışma izni belgeleri için başvuru yaptıktan sonra teoride herhangi bir problem yaşamadan onların oturum kartına sahip olabiliyorsunuz. Böylece Almanya’da verilen geçici (bir yıllık ya da daha fazla olmak üzere) oturum kartı ve İtalya’dan aldığınız süresiz oturum kartı ile hayatınıza devam ediyorsunuz.
Tüm bu anlattıklarımı derlediğim ve İtalya’daki göçmenlik sürecimi en başından itibaren anlattığım bir flood hazırlamıştım. Dilerseniz oraya bir bakabilir veya Türkiye’den Gitmek isimli kitabımı okuyabilirsiniz.