Bir Bisiklet Güzellemesi

Birazdan okuyacağınız satırları 2012 yılında yazmış ve öylece bırakmışım bir köşede.

Askerden döneli çok olmamış. İş hayatında zorlanmalarım başlamış ancak Türkiye’den gitmek için henüz hiçbir somut adım atmamışım.

Sonra bisiklet girmiş hayatıma… Çıkış yolum olacağından habersiz; güzellemişim onu ve onunlayken yaşadıklarımı... Konuşacak, anlatacak birilerini aramışım belli ki.

***

Hiç şüphesiz onlarca faydası olan bisikletin en güzel yanlarından biri, onunla daima baş başa olabilmeniz. Sizi rahatsız eden biri ya da bir şey yok. Hani bazen yaparken keyif aldığınız şeyleri sevdiklerinizle yapmayı diler ve hep sizinle kalsın istersiniz ya, burada sevdiğiniz kişinin yerine bisikletinizi koyuyorsunuz ve sevdiğiniz şeyi -eşyanın doğası gereği- birlikte yapmış oluyorsunuz. Gittiğiniz her yere birlikte gidiyorsunuz ve kendinizden başka hiçbir şeye ihtiyacınız olmuyor. Sizi yarı yolda bırakmaması için ona biraz iyi bakmanız yeterli. Tüm iş sizde bitiyor, zira siz ne kadar çabalarsanız o kadar gidiyorsunuz.

Hızlandığınızda yüzünüze vuran rüzgarın müptelası oluyorsunuz bir zaman sonra… Daha çok rüzgâr için daha seri pedal çevirmeye başlıyorsunuz durgun ve rüzgârsız havalarda. Sonra biraz dinleniyorsunuz ve bırakıyorsunuz kendinizi o yumuşak dokunuşlara. Biraz uğultudan başka hiçbir şey duymuyorsunuz. Dış seslere ve rahatsız edici tüm o gürültüye -bir süreliğine de olsa- kapalı olabilmek çok güzel geliyor ruhunuza.

İşten döndükten sonra gün sonunda onunla olmayı da sevmeye başlıyorsunuz… Gün içinde yoruluyorsunuz, sinirleniyorsunuz veya bir sebepten motivasyonunuz düşüyor ve sizi harekete geçirecek bir şey arıyorsunuz. Biriyle tartışmak istediniz ya da söyleyeceklerinizi söyleyemediniz… Atlıyorsunuz bisikletinize ve daha en başından sertçe yükleniyorsunuz pedallara. Zihninizi değil bacaklarınızı yoruyorusunuz. Sonra biraz dinleniyor, nefes nefese kalmış haldeyken düşüncelerinizin vücudunuzun aksine daha seri hareket edebilir hale geldiğine tanıklık ediyorsunuz. Öylece akıp gidiyorlar aklınızdan…

***

Her şeyden nefret ediyor olabilirsiniz. Herhangi bir şeye hırslanmış olabilirsiniz. Tepkinizi eninde sonunda pedal çevirerek gösterirsiniz. Siz ve bisikletinizden başkası bilmez. Özeldir… Yorulduğunuzda hiç öyle dudaklarınızı bükmeyin çünkü fiziksel yorgunluğun üstesinden gelmek sadece bir uyku sürerken mental anlamda kendinizi gereğinden fazla yorduğunuzda birkaç deliksiz uyku bile sizi düzeltmeye yetmeyebiliyor.

Bir de şu pek meşhur özgürlük hissi var; benim için vazgeçilmez olan…

Bisikletleyken iliklerinizde hissediyorsunuz özgür olduğunuzu. Evinizde özgür değilseniz, işinizde özgür değilseniz, ilişkinizde özgür değilseniz ve hatta geri kafalı arkadaşlarınızla ettiğiniz sohbetlerde ifadelerinizi ortaya koymakta özgür değilseniz, bisikletin üstündeki özgürlüğünüzü hiçbir şeye değişmezsiniz.

Hayatta yapmak istediklerinize inanmayan ve hatta sizi engellemeye çalışan birileri her zaman olacaktır. Hayallerinize gülüp geçen, ihtiyacınız olduğunda orada olmayan… Ancak bisiklet öyle değildir. Siz nereye çevirirseniz gidonunu, oraya taşır sizi. Siz ne kadar hızlı çevirirseniz pedalları, o da o kadar hızlı davranır mutlu etmek için sizi. Ben gelmiyorum demez. Gidersen bensiz gidersin demez. Koşulsuz sever sizi bisikletiniz. Siz de onu elbette…

Küçükken aldığınız karne hediyesiyken, büyüdüğünüzde kendinize güveninizi pekiştirendir bisiklet.

Bir Bisiklet Güzellemesi